Home » , , , , , » MariLyn Monroeyu Kim ve Neden ÖLdürdü?

MariLyn Monroeyu Kim ve Neden ÖLdürdü?

Maxtouch | 18:58 | 0 yorum
Yüzünden AYIŞIĞI aksederdi , İşte bu yüzden  çok güzeldi.
Büyük suikastlar tezat teorisi kullanılarak gerçekleştirilir. Öldürülecek kişinin ilişki yumağı genelde çok geniş bir yelpazeye dağıldığı için suikastı gerçekleştiren gerçek faillere ulaşmak zordur. Bu sebeple dikkatler birden fazla yöne çekilerek akıl karıştırıcı haberler yayılır. Sahte şahitler kullanılır. Cinayet genelde alakasız birine yüklenir.   Buda gerçek suçluya ulaşmayı zorlaştırmakta delillerin karartılmasını kolaylaştırmaktadır.


 Marilyn Monroe  sadece mafya yada Kennedylerle değil bilmediğimiz bir çok kesimle karışık ilişkiler içindeydi. Dramatik ve sıradan bir yaşamı olan Marilyn, şöhret basamaklarına ulaştığı yıllardan ölümüne dek  güzelliğinin ve cazibesinin etkisinde haklı bir şöhret elde etmiş ve   sayısız insanla tanışmıştı. Marilyn ve JF Kennedyin tanışması henüz ikisininde ön planda olmadıkları bir ortamında gerçekleşti. Bu tanışmanın o günlerde her ikisi açısından bir önemide yoktu. Taki JFK bakan olana kadar. Marilyn Kennedylerle tanışmamış olsaydı belki yine şöhret olabilecek fakat hayatı diğer aktiristlerden pekte farklı olmayacaktı. Onun geleceğini şekillendiren hiç şüphesiz JF Kennedy ile tanışması oldu. 
Marilyn sistemli olarak çevresi tarafından yanlız bırakılmış, dışlanmış ve yıldırılmış, hayatta tutunacak bir dalı olmayan alkolik ve uyuşturucu bağımlısı bir kadın haline getirilmiştir. Birileri Marilyn Monroe dan ne istemiş olabilir? Bildiğimiz Marilynin  şöhret yıllarından itibaren  bir çok çevre tarafından kullanıldığı. Mafya hiç bir zaman yakasını bırakmamış, Kennedy ile ilişkisi sebebiyle FBI ve CIA da hep peşindeydi. Zorluklarla dolu hayatı bazen bir otel odasında, bazen bir hafta sonu gezisinde, bazende  zengin bir işadamıyla akşam yemeğinde belkide yaşı 70 leri geçmiş yaşlı bir yahudi para babasının evinde her türlü rezaleti göğüsleyerek hep birilerini mutlu etmekle geçmişti..  Acımasız hoolywwod, Mafya-Cia-FBI-Mossad çemberinde bir başka sonuçta beklenemezdi. Evliliklerinden de umduğunu bulamamıştı. Beyzbol yıldızı Joe Dimaggio ile evlenmesi belkide en büyük hatasıydı. Peki bu kadar karanlık güçler  Marilyn Monreodan ne istiyordu?
Marilyn Monroe ile Kennedynin  tanışmalarının ikisininde gençlik yıllarına dayanır,  görüşmeleri zaman zaman seyrekte olsa devam etmiştir. Geçen yıllar Marilyn Monroe ya Kennedy e ait   kimsenin vakıf olmadığı  sırlarınıda öğretmişti. Aslında bildiği tek bir sırdı ve bu sır belkide  siyasi  değildi.  Marilyn Monroe da hayatı boyu bu sırrı kimseye açıklamadı. Fakat bu sırrın peşinde birileri daha vardı. MOSSAD.
Marilyn Monroe  bu sırrı hiç kimseye söylememesine rağmen sürekli olarak takip ediliyordu, Başkan JF Kennedy den aldığı emirle CIA başkanı Edgar Hoover, Marilyn Monroe’nun evinin dinlenmesi, dinleme cihazları yerleştirilmesi için Mafia’yı kullanmıştı. Belli ki başkan Kennedy Marilyn Monreonun konuşmasından çekiniyor onu sürekli gözetim altında tutturuyordu. 


Başkan adına bu dinlemeleri yapan CİA aslında Mossadın güdümündeydi. Mossad JF Kennedyin  marilyni CiA - FBI ve Mafya kanalıyla sürekli kontrol altında tuttuğunu ve Marilynden  çekindiğini  biliyordu.
Mossad ın amacı Marilynin bu sırrı basın yoluyla açıklamasını sağlamaktı. Böylesi önemli bir basın açıklamasına  izin vermeyecek olan Kennedy tuzağa düşecek ve marilyden kurtulmaya çalışacaktı. Mossad JF Kennedyin Marilyn Monroe öldürtmesini istiyordu.  Bu amaçla Mossad Cia kanalıyla mafyayı ve frank sinatrayı Marilyn Monroe konuşması konusunda  baskı yapması için kullandı.   Mossad JF kennedy e tuzak kurmuştu.
JF Kennedyin başkan olduğu 1960 lı yıllara kadar zaten  Marilynin hayatı kabusa dönmüştü. Karanlık çevrelerin tümü tarafından yıllarca kullanılan Marilyn Monreo  artık yorulmuştu. 1959 yılında medyaya yansıyan sorunlar Marilyn için işlerin hiçte iyi gitmediğinin göstergesiydi ve o yıllar Başkan kendisine bir çıkış olabilirdi. Ama umduğu gibi olmadı. JF Kennedy artık başkandı ve önemli sırların açığa çıkmasını istemiyordu. Özellikle bir sırrın.
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) tarafından uzun yıllar sonra yayımlanan gizli belgeler(2010), hem politika hem de ünlüler dünyasıyla ilgili çarpıcı iddialar ortaya attı. Yayımlanan belgelerde, Frank Sinatra ve Marilyn Monroe gibi ünlülerin Kennedy kardeşlerle seks partileri düzenlediği yönündeki söylentilerine de yer verildi. 1961-1985 dönemine ait olan 2 bin 200 sayfalık FBI belgelerine göre, dönemin mafyası, efsane şarkıcı Frank Sinatra ve Hollywood yıldızı Marilyn Monroe’yla işbirliği yaparak Kennedy kardeşleri tuzağa düşürmeye çalıştı. Bilgi ve iddialar arasında tutarlılık bulduysa da yeterince sağlam olmadığı için araştırmayı sonlandırarak belgeleri yayımlayan FBI’a göre, komploların amacı, siyasi figürleri alaşağı edip itibarlarını zedelemekti. Buna göre mafya, araya suikastçıları sokmadan önce planın bir parçası olarak önemli figürleri kullandı. Üç kardeşin (John F. Kennedy, Robert Kennedy ve Edward Kennedy) bu şekilde alt edilemediği görülünce suikastçılar devreye girdi.
Aslında olayları organize eden mafya değil Mossaddır. JF Kennedy in israil politikası ve  yahudi lobisine bakış açısı başta bu lobi ve israil tarafından hiçte olumlu karşılanmamaktadır. FBI belgelerinde hatalı olan  Marilyn Monroenin frank sinatra ile beraber mafya adına komploda yer aldığı bilgisidir. Halbuki Marilyn Monroe  J.F Kennedye karşı korkutulark kullanılmaya çalışılmış bir yemdir.
Amerikalı caz piyanisti ve şarkıcı Buddy Greco, Nevada’daki evinde Monroe’nun ölümünden önceki beş günün nasıl geçtiğini ilk kez anlattığı habere göre Sinatra’nın özel uçağıyla Greco’nun evine gelen Monroe, baştan aşağı yeşil bir kıyafet giymişti. “Sinatra, Kennedyler’le olan ilişkisini anlatmasın diye onu çağırdı. Çok sır biliyordu, bunları paylaşmaya hazırlanması endişe vericiydi” diyen Greco, Monroe’nun gece sinir krizlerine girdiğini söylemiş.. Buddy Greco, Monroe’nun o hafta sonu, bir süre için metresi olduğu ABD başkanı John F. Kennedy’nin evli kardeşi Robert Kennedy ile (Bobby) 5 aylık bir ilişki yaşadığını ve Bobby tarafından terk edildiği için depresyonda olduğunu söyledi. Buddy Greco’ya göre Monroe, sarhoşken “Eğer Bobby beni aramazsa basına gidip bütün olanları anlatacağım” diye bağırdı ve alkol kullanımı nedeniyle tartışıp hakaret ettiği Sinatra tarafından otelin barından kovuldu…
Tabiki Buddy Greco yalan söylüyordu. Olay anlatılanların tam aksi yönündeydi. Hedef Robert değil JF Kennedy in  kendisiydi.
Mossad ve Cia güdümlü  frank sinetra ile  Buddy Greco hafta sonu tatilini Nevada’daki evinde geçirmesi için  Marilyn Monroe yi yanlarında davet ederler.  Amaçları Marilyn Monreonun   JF Kennedy hakkında bildiği sırrı basına açıklaması için baskı yapmaktır. Marilyn bunu kabul etmez.  Kendisi dövülür, tehdit edilir ve akabinde  mafya elemanları tarafından tecavüze uğrar bu anlarda filme alınır. Fakat  Marilyn Monroeyi yıldıramazlar. Son yıllarda Marilynin bu son tatilene ait fotoğraflar basında yayınlandı. Marilynin yüzü gözü  dudağı şişmiş perişan hali, taktığı kalın çerçeveli  gözlüklerle saklamaya çalışması dikkatlerden kaçmadı. Resimleri yorumlayan sıradan insanlar bile Marilynin fotoğraf  karelerine yansıyan  bu son haline nasıl geldiğini anlayamadıklarını söylediler. Onu tanımakta güçlük çektik.



Marilynin Kenndy hakkında bildiği sırrı açıklamayı ret etmesi üzerine    basına marilyn açıklama yapacak  haberleri kasıtlı olarak  sızdırılır. Bu haberler tabiki Başkan Kennedyi rahatsız eder. JF Kennedy yemi yutmuş tuzağa düşmüştür. JF Kennedy  marilynin ölüm kararını verir.  Bu işi kennedy adına aslında mossad planı gereği mafya üstlenir. Marilyn öldürülür. İntihar süsü verilir.  Marilyn Monroeya saç dibinden  yapılan  iğne ile ölümü sağlanır.
Ama büyük cinayetler sonrası hep başvurulan tezat teorisi yine iş başındadır. Sahte şahitler ile olay gecesi yaşananlar bulandırılır. Marilyn Monroe, öldüğü gün yani 4 Ağustos 1962’de psikiyatristiyle görüşmüş, bir ara komşular Robert Kennedy’in evden çıktığını görmüşler, akşam 8’de yatak odasına gitmiş ve masözüne telefon edip çağırmış. Aynı gün, sabaha karşı 4 sularında, Marilyn Monroe’nun yardımıcısı odasından ışık sızdığını görünce bakmış ve ünlü oyuncunun yatağında, çıplak halde uzandığını görmüş, bir elinde telefon ahizesini tutuyormuş, kadın bir şeylerin ters gittiğini anlayıp psikiyatriste tel. etmiş, o da Dr. Engelberg’i çağırmasını söylemiş. Her iki doktor da gelmişler ve Marilyn Monroe’nun öldüğünü söylemişler“. Halbuki olay günü Robert Kennedy  oraya hiç gelmemişti ve marilynin  yanında çalışanların ifadeleri ise tamamen gerçek dışıydı. Yani onun hizmetinde bulunanlar cinayet günündeki olayları bizzat  kurgulayan kişilerdi.
Ölümü tutanaklara aşırı dozda uyku ilacı zehirlenmesi yüzünden diye kaydedilmiş. Kanında 4.5 mg. ve karaciğerinde de 13 mg. barbiturat bulunmuş. Ama ölüm sebebinin zehirlenme olarak geçmesine rağmen, midesinde ve barsaklarında hiç ilaç izine rastlanmamış. Adli tıptan Dr. Sidney Weinberg, Marilyn’in ağız yoluyla herhangi bir ilaç almış olmasının imkansız olduğunu söylemiş. Evde hiç şırınga bulunmamış, ayrıca iğneyle uyuşturucu aldığını kimse görmemiş, otopsi raporlarına göre de vücudunda iğne izi bulunmamış, o gün Marilyn’in konuştuğu herkes kadının gayet neşeli ve pozitif olduğunu söylemişler, maddi olarak zaten gayet iyi durumdaymış, sadece aşk hayatında sorunlar yaşıyormuş.
Yıldızın ölümüyle ilgili olarak yıllarca bir dedektif gibi çalışan, “Bir Cinayetin Soruşturması” adlı kitabın yazarı Donald Wolfe, bu ölümün bir cinayet olduğu konusunda ısrarlıdır. Otopsiden sonra Marilyn Monroe’nun kanında 15 ile 26 kişiyi öldürecek miktarda uyuşturucu madde bulunduğuna dikkat çekiyor. ”Bir insanın kanında 12 miligram uyuşturucuya rastlanıyorsa bu işin içinde bir iş vardır. Bu miktar ağızdan alınamaz,” diyen Wolfe, oyuncunun kendi kendine hiç şırınga yapmadığını, ancak ikinci bir kişinin ona uyuşturucuyu enjekte edebileceğini söylüyor. Donald Wolfe, Fransız dergisi Paris Match’e verdiği bir röportajda, Marilyn Monroe’nun ölümüyle ilgili şu iddialarda bulunuyor: “Otopside Marilyn Monroe’nun midesinde herhangi bir uyuşturucu izine rastlanmadı. Ancak öte yandan, kanında yaklaşık 12 miligram uyuşturucu olduğu söylendi. Bu çelişkinin üzerinde durulması gerekir…
Bizce bu çelişkinin bir tek açıklaması olabilir buda raporu yazan doktorların gerçekleri saklamış ve sahte otopsi raporu tanzim etmiş olduklarıdır. 


Marilyn’in ölüm kağıdını imzalayanlardan Lionel Grandison, “her şey gerçeği örtbas etmek için hazırlanmıştı, gerçek otopsi raporu ortadan kaybolmuştu, Marilyn’in yazdığı ve intihardan hiç bahsetmediği bir not yine kaybolmuştu, ilk polis raporu da kayıptı, bana raporu imzalamam gerektiği yoksa başımın derde gireceğini söylendi, ayrıca oyuncunun ölümünden sonra sorgulanmaları beklenen iki çok önemli tanık ortadan yok oldular!
Lionel Grandison bazı doğruları işaret ediyordu. Ama tamda doğruları söylediği söylenemez.  Marilyn Monreonun öldürüldüğünü gizlemek ve olaya intihar süsü vermek için otopsi raporunu hazırlayan doktorlar sahte ölüm raporu düzenlenmişti. Bu doğruydu. Saç dibinden enjekte edilen ilaçla kanında yüksek oranda zehir olması zaten gereklilikti. Ama midesinde tespit edilecek az miktarda uyku hapı olayın direk cinayet olduğunu ispatlamayada yeterdi. Marilyn Monroe ya iğne uyku esnasında yapılmış olmalıydı.
Marilyn Monroe’nun günlüğü olan kırmızı defter de kayıptı. Oysa oyuncuyu yakından tanıyan pek çok kişi, böyle bir defterin varlığından haberdar olduklarını söylemişlerdi. Kırmızı defterde Castro’nun öldürülmesi emrinden hidrojen bombasının denenmesine ve hatta Kennedy’lerin mafya ile ilişkisine kadar her şey vardı.”   Grandison ayrıca Monroe’nun günlüğünü okuduğunu da söylemişti. İfadesine göre günlük Monroe’nun ailesi ile iletişim kurmak için kendisine verilmişti. Günlük günlerce Grandison’da kalmıştı. Kendisi hala hayatta olmasına rağmen günlük bulunamıyordu..
Bizce Grandison bu ifadeleri doğru olamazdı çünkü böyle bir günlük hiç bir zaman olmamıştı. Grandison gibi bu günlükten haberdar olduklarını söyleyenlerde yalan söylüyor   ve hedef  şaşırtıyorlardı.
Marilyn Monroe nin psikiyastristi Dr. Ralph Greenson tarafından kayda alınan terapi konuşmaları  geçen yıllarda basınla paylaşılmıştı.  Soru cevap şeklinde geçen terapilerde Dr. Greensonun özel hayatından siyasete kadar uzanan her konudaki sorularına Marilyn Monroe cevap vermekteydi. Gerçek şuydu ki Marilyn Monroe  bu sorulara kendisine yapılan  baskı sonucu nasıl cevap vermesi isteniyorsa öyle cevaplamıştı.  
Joe DiMaggio, Marilyn Monroe için sade bir cenaze töreni düzenledi. Marilyn öldüğünde 5 Ağustos’tu ve DiMaggio ile 8 Ağustos’ta yeniden evlenmeyi düşünüyorlardı. Ölüm onları ayıramadı; DiMaggio, Marilyn’in mezarına daha sonraki yıllarda da sık sık uğrayarak çiçekler bırakmaya devam etti. Monroe’nun pek çok dost ve yakınını cenaze törenine çağırmaması nedeniyle eleştirilere maruz kalan DiMaggio, bunlara sadece, “Marilyn zaten bazı arkadaşları yüzünden bu noktaya geldi,” şeklinde yanıt verdi. DiMaggio, West Wood Memorial Park’taki sade törende Marilyn’in naaşı üzerine eğilip alnından öperek, hafif ve hüzünlü bir sesle ona son sözlerini söyledi: “Seni seviyorum.”
Bizce Joe DiMaggio yalan söylüyordu. En başından beri işin içindeydi. O da karanlık bir sima olarak tarih sahnesinde vazifesini acımasızca yürüttü.
JF Kennedy kendisinin öldürüleceğini bilseydi kesinlikle marilyni öldürtmezdi. Mossad için bu sırrın önemi JF Kennedy i başkanlık koltuğundan etmekten öte geçmez. Marilyn Monroe JF Kennedy hakkında kamuoyuna karşı bu sırrı açıklamayı kabul etmiş olsaydı kesinlikle JF Kennedy istifa etmek zorunda kalacaktı. Ama  amacının sadece  JF Kenneyi başkanlıktan etmek olmadığı açık onan mossad yinede  JF Kennedyi öldürecekti. Zaten Kennedyi öldürmeyi en baştan hedeflemişlerdi. Olan Marilyn Monroe ya oldu. Hakkında konuşmadığı halde  kurnaz Mossaddın hazırladığı tuzağa aldanan JFK tarafından öldürtüldü. Ne hazindir ki konuşsada konuşmasada Marilyn Monroe öldürülecekti. Kader..
Marilyn Monroe nin bu çakallar dünyasında kendi acı kaderini yaşadı. Dinle ilgilenecek zamanıda olmadı..Konuyu Marilyn Monroe nin söylediği bir anlamlı söz ile sonlandıralım:
* Mağdurlar toplumunda yaşıyoruz. Bu öyle bir toplum ki, insanlar ayakları üzerinde durarak ya da direnerek değil, kurban edilerek rahata eriyorlar.
Share this article :

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. VİTRİN - All Rights Reserved
Template Modify by Creating Website
Proudly powered by Blogger