Haram aylarda niçin savaşılmaz?

Maxtouch | 15:12 | 0 yorum


”Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre Allah’ın katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram (ay)lardır. İşte doğru din budur. O aylar içinde (konulmuş yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve Allah’a ortak koşanlar nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın ve bilin ki Allah (günahlardan) korunanla beraberdir…’  (et- Tevbe, 9/36-37)
Büyüklerim buyurdu ki Yüce ALLAH ın Haram  (hürmete lâyık) aylarda  (Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb) savaşı savaşmayı yasak etmesi 4 Kutsal kitaptan biri olan ZEBUR’a ve Hz. DAVUD A.s dayanır.
[Denizcilikle geçinen halka Hz. Davud:
- istediğiniz gün cumartesi, o gün avlanmak yasak, o gün Allah’a ibadet edin. 1*]
[Ashâb-ı Sebt, Mısır ile Medîne-i Münevvere arasında Kızıldeniz kenarında Medyen şehrinde yaşardı. Sayıları yetmiş bin kadardı. Bunlar, cumartesi günleri ibâdetten başka bir şey yapmazlardı. Çünkü cumartesi günü ibâdetin dışındaki işler haram kılınmıştı. Ayrıca o günde avlanmamak üzere Dâvûd -aleyhisselâm-’a söz vermişlerdi. 2*]
Kur’ân-ı Kerîm’de bu husus şöyle ifâde buyrulur:
واَسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ إِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ إِذْ تَأْتِيهِمْ حِيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعاً وَيَوْمَ لاَ يَسْبِتُونَ لاَ تَأْتِيهِمْ كَذَلِكَ نَبْلُوهُم بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ

“Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor! Hani onlar, cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi günü, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi; cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece Biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihân ediyorduk.”
(el-A’râf, 163)
“Onlar, kendilerine yapılan îkazları unutunca, Biz de kötülükten menedenleri kurtardık; zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerinden dolayı şiddetli bir azâb ile yakaladık. Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince, onlara: «Aşağılık maymunlar olun!» dedik.” (el-A’râf, 165-166)
(Ey İsrâîloğulları!) İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine, «Aşağılık maymunlar olun!» dediklerimizi elbette bilmektesiniz.” (el-Bakara, 65)
[Çoğunluğu verdiği söze sadık kalmak istemiyordu. Gözleri hep denizde ki balıklarda idi. Yüce Allah onların yoldan çıkmaları nedeniyle cumartesi o bölgeye sürüyle balık yollayıp diğer günler azaltarak deniyordu. Kafirler, müşrikler buna dayanamazlar; müminler her şeyin Allah’dan geldiği bilincinde, verdikleri sözde dururlar. Böylece akla kara birbirinden ayrılır.
Kafir ve müşrikler Cuma gecesinden ağlarını denize atıyor, cumartesi gecesi topluyorlardı. Yada denize bağlı havuzlar açıp cumartesi gecesi o havuzların denizle bağlantısını kesiyor, havuzda kalan balıkları avlamış oluyorlardı. Bu planlarıyla insan ancak kendini aldatabilir. Zira yüce Allah her an görüp işitir, dahası insanların içinden geçenleri bile bilir. O aldatılmaktan uzaktır.
Bir gurup mümin hiç denizle ilgilenmeden vaat ettikleri gibi cumartesini yalnızca Allah’a ibadetle geçirirken; diğer bir mümin gurup ilaveten Cumartesini hileli balık avlayanlara nasihat edip, yaptıklarının hatalı olduğunu, Allah’dan tövbe edip vazgeçmelerini söylüyorlardı. Hem de onların alaylarına, küçük görmelerine, azarlamalarına karşılık vazgeçmiyorlardı. Çünkü onlar batıl ve sapıklık karşısında susmanın, bir nevi destek olmak olduğunun bilincinde idiler. Hem Allah’ın huzuruna batıl karşısında susmadıklarının yük akıyla çıkmayı, hem de ola ki kafirler, Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye düşünüyorlardı.
Kafirler ve müşrikler Hz. Davud (a.s)’ın ikâzlarına da aldırmayınca Hz. Davud:
- Allah’ım kavmimden bir çok insan sapıttıkça sapıttı. Benim ikâzım onlara tesir etmiyor, lanet onların üzerine olsun. dedi.
Bunu üzerine Allah İsrail oğullarını cezalandırdı. İman etmeyenlere” aşağılanmış birer maymun olun” dedi. 3*]
Canlıların yaşama ve nesillerini devam ettirme hakkı vardır. Balıkların da yumurtlama dönemi. Balıkların yumurtlama dönemlerinde avlanmak, yada belli bir yetişkinliğe (balık boyuna) gelmeden önce avlanmak balık neslinin devamını olumsuz etkileyeceği gibi gelecek sayılarının hatta nesillerinin tükenmesinde sebebp vereceği aşikardır. YÜCE ALLAH  haram aylarda insanlar ve hayvanlar kısaca  bütün canlılar için içinde nice hikmetler ve faydalar barındıran canlıların yaşan ve nesillerin devamı ile ilgili İLAHİ SINIRLAR  sınırları çiziyor. Bu yüzden HARAM AYLAR da savaş yasaklanmıştır.
UNUTMAMAK LAZIM SAVAŞ OLAN YERDE YAŞAYAN ÇOCUKLARIN BABALARI YOK MU? Biz başbakana SURİYE meselesi başladığı zaman sorduk ve dedik ki:  Suriye de sokaklarda oynayan çocukların babaları yok mu? HARAM aylarda savaş olmaz….
Peygamberimiz (s.a.s.) Veda Hutbesi’nde haram aylar konusunda şöyle buyurmaktadır: “Ey insanlar, harbedebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalalete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helâl olarak kabul ettikleri bir ayı öbür sene haram olarak için ederler. Cenâb-ı Hakk’ın helâl ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yapıyorlar. Onlar Allah’ın haram kıldığına helâl, helâl kıldığına da haram derler. Hiç şüphe yok ki zaman, Allahu Teâlâ’nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür.(Büyüklerim buyurdu ki: Dünyanın yaşı, ZAMANI 7000 yıl YÜCE ALLAH katında ise 7 gündür). Sene oniki aydır; dördü haram aylardır; üçü peşpeşe gelir: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Şaban’la Cemâzilevvel arasındaki Mudar kabilesinin Receb’i (Mudar kabilesi Receb ayına çok hürmet ettikleri için böyle denilmiştir) (et-Tâc, II, 149).
Share this article :

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. VİTRİN - All Rights Reserved
Template Modify by Creating Website
Proudly powered by Blogger